Bağırsak temizleme tabiri, devlet yönetiminde yer alan kişilerden bir kısmının, zaman içinde geçmişte yapılan iş ve işlemler hakkında açıklamalarda bulunması, kendisinin veya birlikte çalıştığı kişiler hakkında itirafta bulunması veya bir kısım görevlilerin görevlerine son verilerek yargılanmaları anlamında kullanılmaktadır.

Bu tariften yola çıkılarak bizim ülkemize bakıldığında bağırsakların yeterince temizlenmediği ve bu sebepten bağırsaklarda sürekli guruldamaların eksik olmadığı görülür.

Batı ülkeleri olarak adlandırdığımız ABD başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde bağırsak temizleme işi daha sık görülse de o ülkelerde de gurultu eksik olmamaktadır.

Amerika’da bağırsak temizleme işlemi genelde bir devlet görevlisinin veya istihbarat örgütü mensubunun basın aracılığı ile yaptığı açıklamalar veya bir basın mensubunun bir devlet dairesindeki yolsuzluğu açıklaması ile başlar.

Mesela ABD başkanının istifasına kadar giden Watergate skandalı gibi.

Avrupa’da ise genelde bu işi hâkim ve savcılar ile gazetecilere havale ederler devlet katındakiler.

İtalya’daki P2 locası soruşturması gibi.

Doğu bloku ülkelerinde sessiz sedasız ortadan kayboluverme olarak görülen devletin bağırsak temizleme hareketi bizim ülkede nedense kolay kolay görülmez.

Bizimkiler kolay kolay üzerine alınmaz, istifa etmez.

Mesela dünyada son günlerin en önemli gelişmesi olarak görülen ve basına sızdırılan “PANAMA BELGELERİ” bizimkileri hiç enterese etmez.

Örnek vermek gerekirse Panama'da faaliyet gösteren Mossack Fonseca adlı hukuk şirketine ait dokümanların basına sızması ile Suriye'de BAAS rejiminin başı zalim Beşar Esed'in akrabalarının aile bağlarını kullanarak büyük bir servet edinmesi bizimkiler hiç ilgilendirmez.

Bunca yıldır Suriye ile olan dostluğumuz ve kardeşliğimizin var olduğu yıllarda Suriye’de yapılan edilenler ile son 5 yıldır devam eden iç savaşta olan bitenlerde hiç dahlimiz yokmuş gibi davranarak ortaya koyduğumuz derin suskunluk işimize gelir.

Dışarıya karşı olan bu tutumumuz, içerideki olaylarda da aynıdır.

Yıllardır üzerine ölü toprağı serpilmiş bir topluluk haline dönüştürülmeye çalışılan milletimiz idarecilerinin kırk yılda bir yapmış olduğu itiraflarına bile tepki veremez hale gelmiştir.

Mesela bir eski Genel Kurmay Başkanının bir eski Cumhurbaşkanı hakkında balık almak için THY uçağı kaldırdı iddiası/itirafı magazin haberleri kadar bile yer almamıştır milletin gündeminde.

Mesele bir eski Başbakan Yardımcısının başkentin Büyükşehir Belediye Başkanı hakkındaki yenilir yutulur cinsten olmayan açıklamaları bile bağırsak temizliği görevi görememiştir.

Bu ülkede siyasetçilerin ortalama 20 küsur yıl siyaset yaptıktan sonra ulaşabildikleri seviye geriye dönük 20 yılda yapılanlardan sadece bir kaçını, o da nefret siyasetiyle yapılan bir açıklama olarak kalıyorsa bu ülkede daha çok bağırsak gurultusu duyulacaktır.

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından ayrıldıktan aylar sonra “yargı daha önce başkasının işgalinde idi, 2010 yılından sonra başkasının işgali altına girdi” diyorsa, daha başka gurultuların yükselmesini görecek gibiyiz.

Yol­suz­luk şa­ibe­si­nin bu­laş­ma­dı­ğı en­der Dışişleri Bakanlarından ve Başbakanlardan olan Ahmet Davutoğ­lu döneminde devletin guruldayan bağırsaklarının temizlenmesini beklemek boşa olmasa gerek.

Bu işe ilk olarak yerel yönetimlerden başlasa ayrıca bir teşekkürü daha hak eder.