Babaoğlu Merhaba Yazı İşleri'ne konuk
KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Merhaba Gazetesi’nin Yazı İşleri Masası’na konuk oldu. KOP İdaresi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Merhaba Gazetesi’nin Yazı İşleri Masası’na konuk oldu. Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Rifat Tankut, Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken, Sayfa Editörü İbrahim Başcı, Muhabir Hâlid Şen, Mehmet Akif Sütçü ile köşe yazarlarımız Süleyman Küçük ve Ebubekir Mücevher’in sorularını yanıtladı. Prof. Dr. Babaoğlu, devam eden KOP Projesi ve dünya genelinde yaşanan kuraklığın Türkiye ve Konya üzerindeki etkisini değerlendirdi.
***Kerem İşkan: Meteroloji değerlendirmelerine göre bu sene çok sıcak bir yazın yaşanacağı ifade ediliyor. Bu yılda kuraklık kendini ciddi bir şekilde gösterdi. KOP bununla ilgili ne gibi çalışmalar yapacak?
-Dünya üzerinde yaşanan iklim değişiklikleri bazı bölgelerde kuraklık bazı bölgelerde ise aşırı yağış alıyor. Metrekareye düşen yağış miktarı bir anda iki katına çıkıyor. KOP bölgesinde ise yağışların azalacağı yönünde fikir birliği var. Bizim suyu en akılcı kullanmamız şeklinde tedbirler almamız gerekiyor. Hava sıcaklığı arttıkça bitkiler terliyor ve buna paralel olarak su ihtiyacı da artıyor. Eskiden 600 ml. su ile yetişen bir bitki bu böyle devam ettiğinde ortalama 2 derece sıcaklık arttığında 650-700 ml. su ile yetişecek. Yani yağışın azalması tek başına sorun değil. Sıcaklığın artmasıyla su ihtiyacının artması ve terleme ile su ihtiyacı çok daha fazla artıyor.
Aynı zamanda çok fazla su tüketen ürünleri ekmeye başladık. İlkbaharda ekilen bir ürün yetiştiriyorsanız. A’dan Z’ye o ürünü sulama yapmak zorundasınız. Ama tahıl yetiştirecekseniz. En azından kış yağmurlarıyla onu yetiştirme imkanınız var. Stratejik su rezervimizi de kaybediyoruz. Şu anda kullandığımız suyun Nuh tufanından kalma bir su olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda da çeşitli yorum ve makaleler var. Tarihi bir su olduğu gerçek bu kadar kısa sürede yeraltı suyu birikmiyor. Şimdi bu suyu da kaybediyoruz.
Yüzde 30 arazimizi sulayabiliyoruz. Mavi Tünel ile gelebilecek maksimum su 1 milyar metreküp, su varlığımız 5 milyar metreküp, toplam arazimizi sulamak için gerekli su 15 milyar metreküp, açığımız ise 10 milyar metreküp. Konya yüzde 50, Niğde yüzde 79, Karaman yüzde 60 Aksaray yüzde 65 civarında yeraltı suyuna bağımlı sulama yapılıyor. Bu şartlar devam ederse yeraltı suyu yenilemeyecek ve devamlı aşağıya indiğinde tabana bulacağız. Tabanda 180-200 metre derinliğinde.
**İbrahim Büyükeken: KOP’un demir yolu ağı projesiyle ilgili çalışmalar ne durumda ve bu projenin Konya’ya katkısı ne olacak?
-Bizim bu bölgeyle elde ettiğimiz üç temel konu var. 1. Tarım altyapısını yapmak. Bu olmazsa olmazlarımızdan biri başka bir alternatifimiz yok. Tarım altyapısına 5 yıllık plan çerçevesinde 5 milyar lira destek verilecek. 2. Bu bölgeye her yerden gidip gelinebilecek. 2016’da duble yol olmayan ilçe kalmayacak. Ama bizim için hayati önem taşıyan demir yollarıdır. Çünkü; sadece yolcu değil yük taşınabilecek. Yolcu ve yük için ayrı bir hat yapılamayacaksa karma bir hat üzerinden aynı anda taşınabilmeli. Bunun en güzel örneğini Konya-Mersin hattında göreceğiz. Saatte 200 kilometre hızla yolcu ve yük taşınacak. Şu anda kullanılan yük hattı saatte 20-30 ile gidiyor. 2018’e kadar bu hat tamamlanacak. Konya-Karaman arası ihale tamamlandı. Ulaştırma Bakanı’mızın bu bölgeden olması bizi oldukça hızlandırdı. Hayal bile etmediğimiz birçok konu gerçekleşmiş durumda.
Diğer konu ise Antalya, Konya, Aksaray, Nevşehir ve Kayseri hattı oluşturuyor. Bu konuda çalıştaylar yapıldı ve karma olmasını istedik. Etüt projesi tamamlandı ve bu yıl uygulama projesi yapılacak. Karma hat olacak ve buradan Mersin limanına ve Bakü, Tiflis ve Erzurum hattına bağlanıp hiç deniz görmeden tek bir tren hattıyla Bakü’ye gidilebilecek. Azarbeycan’a bir TIR tarım makinesi 10 bin dolara götürülüyor. Tren ile 2 bin dolara gidilecek. Bu iki hat bizi merkez yapıyor.
**Süleyman Küçük: Enflasyon oranı 2018’e kadar yüzde 5’in altına düşürülemeyecek ve cari açık 50 milyar doların altına inemeyecek. Bu tablo KOP’un eylem planını nasıl etkileyecek ve KOP’un tamamlanması gecikir mi?
-Yeraltı suyuna bu şekilde yüklenme devam ederse zarar oluşacak. Başka bir örnek ile kuruda buğday üretilirse 100 kilo alınır. Sulu da ise 800 kilo alınır. Yeraltı suyu bitince Konya’nın geriye kalan yüzde 50’si de kuru tarıma geçecek. Bu rakamlarda sulu tarımın önemini gösteriyor. Ankara’da bürokratların tarım altyapısını düzeltmelerine dair çabalar yapılıyor. Bizim bu konuda endişemiz yok. Ek finanslar verilemediğinde tarıma bağımlılığından daha yavaş kurtuluruz. Türkiye yıllık 45 milyar lira kamuya yatırım yapıyor ve KOP büyük bir pay alıyor. Eylem planı ile bu rakam çok daha artacak. 5 yılda 5 milyar lira ek finansa ihtiyacımız var ve devlet bu konuda sıkıntı yaratmıyor.
**Ebubekir Mücevher: Konya’yı sanayi şehri haline getirtiğimizde havaya salınan karbondioksit gazı artıyor ve kuraklığın gelişmesine neden oluyor. Sanayileşmek mi yoksa tarıma dayalı ekonomiyi geliştirerek, kapalı sistemi geliştirmek mi?
-Konya sanayisinde bir kapasite oluşmuş durumda. Sanayileşme zenginleşme ile eşit görülüyor. Dünyada da bu şekilde olmuş ve sanayileşen toplumların birçoğu hizmet sektörüne kayarak hafif sanayiye kayıyor. Biz bunu stratejik vizyon çalışması yaptık. Sanayileşmeden direkt olarak hizmet sektörüne gitsek olur mu diye ama etkisi olmadı. Çünkü Konya’nın kapasitesi oldukça büyüdü. Şu an Bursa ile yarışan bir şehir oldu. Bunun nasıl önüne geçebiliriz. Eğitim ve sağlık işleri kırsalda gelişmediği takdirde sanayileşme kırsalda gelişemiyor. Konya genelinde kırsalda sağlık ve eğitime yönelik çalışmalar gelişti ama sanayici Konya’dan kopamıyor. Kırsalın şehirdeki hizmetleri karşılayabilmesi gerekiyor. Sadece eğitim ve sağlıkla olmuyor. Şehrin sosyolojik hızı oralarda olmuyor. Hadim’de geçen yıl 10 bin ton kiraz üretildi ve 40 milyon lira gelir elde edildi. 32 bin kişi iyi gelirler elde etti.
**İbrahim Başçı: KOP Bölgesel Üniversiteler Birliği’nin faaliyetleri nelerdir? KOP ihaleleri nasıl yapıyor?
-Biz üniversiteleri kampüs içerisinden çıkararak bölgenin sorunlarını hep birlikte çözmek için başlattık. Rektörlerimiz de bunu heyecanla kabul etti. Şu anda geldiğimiz nokta çok önemli. Yeni bir program geliştiriyoruz. Üniversitelerimize bölgenin yararına kalkınmayı temin edecek araştırmalarına destek vereceğiz. Üniversiteler ortak envanter ortaya çıktı. Hoca ve öğrenci değişimi de yapılacak. Temel hedefimiz kampüs içerisinde değil. Sanayici ve çiftçi ile birleşerek, hep birlikte kalkındırılalım. Rektörlerimiz bu konuda gerçekten çok ciddi katkı sağlıyor. Doğrudan temin limiti olan 49 bin liranın üzerilerindekinin tümünü bir devletin normal ihale mekanizması içerisinde yaparız. Teknik şartname hazırlandıktan sonra teklifler yapılır. Kamu İhale Kurumu’nun sistemine girilir ve ihale yapılır.
**Hâlid Şen: Karapınar’a kurulacak olan Termik Santrali’nin su ihtiyacı TEMA tarafından 2 milyar metreküp olarak belirtildi. Siz bu konu hakkında neler söylersiniz?
-Bu konu ile ilgili TEMA’nın raporu ortaya çıktığında çok şaşırdık. Çünkü rakamlar oldukça yüksek. 1.7 milyar metreküp su kullanılacak ifadesi oldukça yanlış. Yüz metre genişliğinde bir kanalda 1 metre yükseklikte sanayide bir su akıyor. Bunun debisi 100 metreküp saniyedir. Bizim Suriye’ye saldığımız su 500 metreküp saniyedir. Biz 50 milyon ton su kullanırız Karapınar’da... Bu rapordan sonra Selçuk Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerle birlikte toplantı yapıldı. Teknoloji iyi kullanılırsa yaklaşık 1-2 milyon metreküp su kullanılacak. Teknolojik açıdan çevreye en az zarar veren şartnameyi öne sürdük. İstihdam açısından Karapınar ve Karaman’ın öncelik olmasını istedik. En önemlisi de yatırımda yerel yatırımcıya katılım payı bırakılsın dedik. Biz bu 3 şart sağlanırsa termik santralinin kurulmasına destek verelim dedik.
**Mehmet Akif Sütçü: Devlet Su İşleri’nin yaptığı çalışmada Konya havzasında yüzlerce kaçak kuyu mevcut. Bu kuyular yeraltı suyunu oldukça azaltıyor. Bunlarla ilgili net bir çalışma ne zaman yapılacak?
-Tarım altyapısı bitmeden suyun kontrollü kullandırılması mümkün olmayacaktır. Kaçak kuyularla olan konu 2016 yılına kadar ertelendi. DSİ dekara 200 ton su vereceğini söylemişti. Ama pancar için 1200, yonca için 1400 ton su kullanılıyor. Meyve bahçesi kurmuş biri 750 tondan aşağıya bir dekarı sulayamıyor. Toplulaştırma yapılmadan bu uygulanamaz dedik. Uygulansa bile bitkinin ihtiyacı olan suyu vermek zorundasınız. 1.7 milyar lira kayıp yaşanacaktı bu kota uygulansaydı. Çiftçiye başka bir alana kaydırmadan, altyapıyı yapmadan suyunu kesmek sosyolojik bir patlama olur. Biz bunu söyledik ama dinlenmedi. Ortada bir gerçek var. Biz 2018’e kadar altyapıyı bitireceğiz ve bu süreç içerisinde sayaçları vereceğiz. Biz bitkilerin ihtiyacı olan suyu araştırdık ve rapor haline getirdik. Artık bu sistem altyapıya paralel olarak devam edecek.
MEHMET AKİF SÜTÇÜ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.