Celalettin Divlekci

Celalettin Divlekci

Aziz Mahmud Hüdâî Hazretlerinin Huzurunda Kur’an Okuyan Nur Yüzlü Zât

Aziz Mahmud Hüdâî Hazretlerinin Huzurunda Kur’an Okuyan Nur Yüzlü Zât

İstanbul ziyaretlerimden birinde Aziz Mahmud Hüdâî Hazretlerini bir arkadaşla ziyarete gittik. İçeride yaşlı bir zat yanındakilerin duyacağı bir sesle Yâsîn okuyor etrafında üç beş kişi onu dinliyordu. Biz de oturduk tilavet ve duadan sonra bize döndü, “rahat edeceğiniz şekilde oturun” dedi. İçimden hoca bizim kıyafetimize baktı, haklı olarak hocaya benzer bir taraf göremedi dedim. Sonra kim olduğumuzu sordu ben kendisine “talebe-i ulûmdanız (ilim öğrencileri) efendim” deyince yüzü daha da açıldı... (Meğer hoca bu ifadeyi pek severmiş.) Hangi üniversitede ne hocası olduğumuzu sual etti, söyledik. Bu arada bu nur yüzlü insanın Emin Saraç olduğunu yanımdaki arkadaş kulağıma fısıldadı. Nasipte böyle ruhaniyeti olan bir mekânda kendisiyle müşerref olmak varmış.

İsmini çok kez duymuştum ama ilk kez yıllar önce Ürdün'de bir dost meclisinde, arkadaşım İyad Ahmed el-Ğouc'tan duymuştum. Saraç Hoca Efendinin hocalarından bahsetmiş; kendisini ziyarete gittiğini ve icâzet aldığını söylemişti. O zaman kendi kendime şunu demiştim: Ürdünlü bir genç benim ülkemdeki bir âlimden icâzet alırken ben onun ismini yaban ellerde öğreniyorum. Bu nasıl iştir…

Hoca efendiye döndüm ve sözü bir şekilde Son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi Hazretlerine ve onun ders vekili Zâhidülkevserî'ye (makamları pür nur olsun) getirdim; onları çok sevdiğini biliyordum. Ebubekir Sifil Hoca’nın Kevserî’nin kitaplarını tercüme ettiğini duyduğumu söyledim. Ezher’de bulunduğu yıllarda onlardan feyz almış, onların gözetim ve terbiyesinde yetişmişti. Bazen kendisine çok tazim gösterildiğinde, “Siz âlim görmemişsiniz, bizim hocalarımızı görseydiniz bize hoca demezdiniz.” dermiş…

İsimlerini duyunca gözlerinin içi güldü, “siz onları nereden tanıyorsunuz?” dedi. (Ankara İlahiyatta doktora yapmış birisi için uzak isimlerdi ne olsa...) Bize güzel nasihatlerde bulundu: Namazlarımızı odalarımızda değil, fakülte mescidinde öğrencilerimizle kılmamızı ve mihraba geçmemizi tavsiye buyurdular. İlim konusunda da “tekmil-i nüsah” etmemizi... Onu ilk ve son görüşüm oldu. Mekânı Firdevs cenneti olsun...

Celalettin Divlekci

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celalettin Divlekci Arşivi