Aym, Kürtçe Dilekçe Yazan Şahsın Makul Sürede Yargılanmadığına Hükmetti

Aym, Kürtçe Dilekçe Yazan Şahsın Makul Sürede Yargılanmadığına Hükmetti

Anayasa Mahkemesi (AYM), Kürtçe dilekçe yazarak Cumhuriyet savcısını şikâyet ettiği gerekçesi ile hakkında dava açılan ve dosyası halen Yargıtay’da bekleyen kişinin makul sürede yargılanmadığına hükmetti. M.T. adli kişi, Diyarbakır'da...

Anayasa Mahkemesi (AYM), Kürtçe dilekçe yazarak Cumhuriyet savcısını şikâyet ettiği gerekçesi ile hakkında dava açılan ve dosyası halen Yargıtay’da bekleyen kişinin makul sürede yargılanmadığına hükmetti.

M.T. adli kişi, Diyarbakır'da görev yapan bir Cumhuriyet savcısını, hazırlamış olduğu iddianamede 'sözde Kürt halkı' ifadesini kullandığı için Kürtlere hakaret ettiği gerekçesiyle cezalandırılması için 4 Nisan 2006’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Kürtçe ve Türkçe iki ayrı dilekçe ile şikâyet etti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 3 Ekim 2006 tarihli iddianamesiyle M.T’ye, Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun hükümlerine aykırı olarak Kürtçe dilekçe vermek suretiyle cezalandırılması için İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açtı. İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 6 Şubat 2008’de M.T.’ye 5 ay hapis cezası verdi.

Başvurucu, kendisi tarafından temyiz edilmiş olan dosyanın halen Yargıtay’da derdest aşamasında bulunması ve 7 yıldır devam etmekte olan bu süreç nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü. Tek sanıklı bir yargılamada yedi yılı aşkın bir süre devam eden yargılama faaliyetinin, hukuk sisteminde var olan yapısal ve organizasyona ilişkin eksikliklerle izah edilemeyeceğinin vurgulandığı gerekçeli kararda, "Dosyanın sürünceme bırakılmasında ve yargılamanın yaklaşık yedi yıldır devam etmesinde başvurucuya veya müdafiine yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yargılama süresinin makul olup olmadığının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gereken davadaki sanık sayısı, davanın karmaşıklığı, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, söz konusu suç için öngörülen cezanın miktarı gibi unsurların hiçbiri somut davadaki yargılama süresinin makul olarak değerlendirilmesine olanak vermemektedir. Tek bir sanığın yargılandığı ve karmaşık nitelikte olmayan davada yargılamanın yürütülmesindeki izlenen yöntem dikkate alındığında, 13 Temmuz 2007 tarihinde yakalanarak savunması alınmakla başlayan ve halen devam eden davadaki yargılama süresi makul olarak değerlendirilemez. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." ifadelerine yer verildi.

Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının kabul edilebilir olduğuna karar veren AYM, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan 'makul sürede yargılanma hakkı'nın ihlal edildiğine ve başvurucuya 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.