Avukat Erdoğan: 25 Aralık’ı Kapatan Savcı, Gözaltı İşlemlerinin De Savcısı

İş adamları ile Bilal Erdoğan’ın da şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda görev yapan ve geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan polisleri avukatları, adliye önünde açıklama yaptı. Avukat Murat Erdoğan, 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk dosyasının kapanmasında rol oynayan savcının polislere yönelik soruşturmaları da yürütmesini ‘ironik’ olarak değerlendirdi.

Gözaltına alınan polislerin avukatları, adliye önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına savunma avukatlarının tümü, tutuklu polislerin aileleri, yakınları ve hukuksuzluklara karşı olduklarını belirten vatandaşlar katıldı. Konuşma sırasında, ‘Haksızlığa uğramak, haksızlık etmekten evladır’, ‘Sıfırlamaya doyamadılar, hukuku da sıfırladır’ gibi pankartlar dikkat çekti. ‘Hırsızlar dışarıda, polisler içeride’, ‘Haram lokma yemedik, eller yukarı’ şeklinde slogan atan polis yakınları, konuşma yapan avukatı da alkışladı.

Savunma avukatları adına konuşan Avukat Murat Erdoğan, “Gerek şimdilik incelemiş olduğumuz soruşturma dosyasının içeriği, gerek uygulanmakta olan soruşturma usulleri, gerekse aylardan beri siyasi iktidar mensupları tarafından dile getirilen müvekkillerimize yönelik itham ve isnatlardan anlaşılmaktadır. Bu soruşturma, 22 Temmuz tarihinde başlayan soruşturmaların bir halkasıdır. Siyasi intikam ve rövanş soruşturmalarından bir tanesidir. Açıkça belirtmek isteriz ki; tüm milletimiz ve kamuoyu sanki büyük ve gizli bir örgüt varmış ve bu örgüt çok büyük suçlar işlemiş gibi bir izlenim uyandırılarak kandırılmaya çalışılmaktadır. Soruşturma dosyalarında suçlamalara yönelik olarak hukuki hiçbir delil bulunmamaktadır. Örgüt ile ilgili olarak hiçbir ifade, ibare ve isnat da bulunmamaktadır. Paralel yapı hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Evvelce yürütülen soruşturmalarda yapılan açık usulsüzlükler aynen devam etmekte. Delilsiz ve gerekçesiz isnatlar devamında gelecek olan tutuklamalar, ‘Kaç İsmail’ olayları hali hazırda işlenmeye devam etmektedir.” diye konuştu.

Yapılan operasyonların siyasi çıkarlara yönelik olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: “Eski terörle mücadele mensuplarına operasyon yapıldığı dönemde Selam-Tevhid dosyasının hemen ertesi günü kapatılmış olması, Mali Şube Müdürlüğü’nde görevli eski polis memurlarına operasyon yapıldığı günün sabahında 17 ve 25 Aralık dosyaları olarak bilinen dosyalardan 25 Aralık dosyasının kapatılmış, takipsizlik kararı verilmiş olması; yaşanan siyasi telaşın, siyasi çıkar kaygılarının ne kadar büyük olduğunu gözler önüne sermektedir.”

25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk dosyasının kapanmasında rol oynayan savcının, polislere yönelik yapılan soruşturmaları da yürütmesini ‘ironik’ olarak değerlendiren Avukat Erdoğan, “Aynı savcı halihazırda gözaltı işlemlerinin uygulandığı soruşturma dosyasının da savcılığını yürütmektedir. Hukuki olarak her iki dosyanın da aynı savcı tarafından yürütülmesinde bir problem olmayabilir. Ancak etik olarak tarafını görüşünü ve yürütmekte olduğu soruşturma çerçevesindeki gerçekleştireceği eylemleri kamuoyuna ilan etmiş olan bir savcının müvekkillerimizle ilgili olan soruşturma dosyasını yürütmemesi, başka bir savcı tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Bu hususta objektifliliğini ve tarafsızlığını yitirdiğini düşündüğümüz sayın savcının ve bu yürütmekte olduğu soruşturma dosyasının adil bir neticeye varmayacağını düşünmekteyiz.” şeklinde konuştu.

‘MÜVEKKİLLERİMİZE YÖNELİK SORUŞTURMA SİYASİ BİR OPERASYONDUR’

Müvekkillerine yönelik yapılan bu soruşturmanın hukuki değil, siyasi bir operasyon olduğunu ifade eden Erdoğan, “17 ve 25 Aralık soruşturmalarını yapmış emniyet mensuplarından intikam ve rövanş alma soruşturmasıdır. Aylarca haksız olarak hedefe konmuş müvekkilleri bir linç operasyonudur. Esasen teknik anlamda adli bir soruşturma olduğu konusunda da tereddütlerimiz vardır. Başkaca kirli ilişkileri örtbas etme girişimidir. Bu bir algı operasyonudur. Siyasilerce birilerine verilmiş sözlerin yerine getirilmesidir. Evrensel hukuk kuralları gereğince isnat edilen suçlamalardan sonra kurulmuş olan özel mahkemeler yani Sulh Ceza Hakimlikleri yargılamanın soruşturma işlemlerini yapamaz. Açıkça adil yargılanma ilkesinin ve doğal hakim ilkesinin ihlalini teşkil etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kriterlerine göre de bu mahkemeler meşru değillerdir. Kuruldukları tarihten önceki suçlar açısından AİHM’in 5. maddesi ve devamındaki hükümlere göre mahkeme niteliğine bile haiz değillerdir.” ifadelerini kullandı.

‘MÜVEKKİLLERİMİZ MAHKEME KARARLARINI UYGULAMIŞLARDIR’

Müvekkillerinin mahkeme kararlarını uyguladığına dikkat çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Adli kolluk amirleri olan cumhuriyet savcılarının emir ve talimatlarını hukuk çerçevesinde yerine getirmişlerdir. Suç ve suçlunun peşinde olmuşlardır. Görevleri gereği, devletin ve milletin malının yağmalanmasının önünde olmuşlardır. Milletin cebine giren eli çekip çıkarmışlardır. Kanunlara aykırı suç teşkil edecek hiçbir eylemleri olmamıştır. İllegal bir yapılanma içerisinde asla olmamışlardır. Müvekkiller, haram lokma yememiş, milletin ve devletin tek kuruşunu dahi haksız olarak kursaklarından geçirmemişlerdir. Sizlere soruşturmalarda gerçekleştirilen hukuka aykırılılardan bahsetmeyi çok isterdik. Ancak bahsedebileceğimiz bir hukuka uygunluk bulunmadığından dolayı aykırılıkları dile getirme imkanımız da olamadı. Savunma makamında bulunan avukatlar olarak, yapılan tüm hukuksuzlukların karşısında sonuna kadar mücadelemize devam edeceğimizi ve bu soruşturmalar vesilesiyle yakın tarihte ülkemizde yaşanmış ve yaşanan birçok olayın perde arkasındaki gerçeklerin ortaya çıkmasının ulusal ve uluslararası kurumlar nezdinde takipçisi olacağını tüm kamuoyuna duyuruyoruz.”

CİHAN