Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

AVRUPADAKİ İSLAM DÜŞMANLIĞI

AVRUPADAKİ İSLAM DÜŞMANLIĞI

Son yıllarda Avrupa’da artan İslam düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı, dînimizin önderi, en güzel ahlak timsâlî, eşsiz şahsiyet, sevgili Peygamber’imiz aleyhissalâtu vesselâm’a olan hakâretler, câmilerimize yönelik saldırı eylemleri hem Batı’da yaşayan Müslümanları hem de bizleri son derece kaygılandırıyor. Avrupa’da faaliyet gösteren Türk Sivil Toplum Kuruluş temsilcileri geçtiğimiz aylarda bir araya gelerek, bu hususla ilgili güvenlik güçlerini etkili tedbirler almaya dâvet ettiler. Merkezi Köln’de bulunan İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) genel Başkanı, câmilere yönelik gerçekleşen saldırıları kayıt altına alan, ‘FAİR International Derneği’nin verilerine gören 2014-2020 seneleri arasında Almanya’da tam 700’den fazla câmi saldırısı gerçekleştirilmiştir. Geçen sene de, 122 câmi’ye saldırılmış, ilâveten bomba ihbarları, İslâm’a karşı hakâret ihtiva eden tehdit mektupları, câmi duvarlarına hakâret ve tehditkar yazılar yazılması türünden gerçekleşen hâdiseler kayıt altındadır,’ diyerek faillerin âcilen bulunmasını ve gereken cezâya çarptırılmasını istemiştir. Bu yapılmadığından, aynı menfî hâdiseler artarak devam etmektedir.

Başkan bu konuda; ‘Avrupa’da gerçekleşen terör saldırılarının ardından Müslüman karşıtı ırkçılığın daha da şiddetlendiğini görüyoruz. Ne yazık ki, aşırı sağcılar İslâm’a atıfla işlendiği iddia edilen, utanç verici terör eylemlerinin ardından, Müslümanlara yönelik mütecâviz tavırlarını daha da sertleştiriyorlar. Bu atmosferden en fazla etkilenenler de, birey olarak Müslüman kadınlar ve kurumsal anlamda câmiler oluyor.’ Açıklamalarını yaptı.

Bir başka sivil toplum kuruluşu olan Avrupa Türk İslam Birliği Genel Başkanı ise; ‘Avrupa’ya iş göçünün 60.yılında, Batılı ülkelerde ırkçıların giderek güç kazanıp, göçmen ve Müslüman karşıtlığı üzerinden taraftar toplayarak, Almanya’da Federal Parlamento’da temsil edilme noktasına geldiğine işâret etti. Neredeyse her gün bir câmiye saldırıldığını, Müslüman göçmenlere karşı giderek artan ırkçı şiddet olayları, bizleri endişelendirmektedir. Gerek yerel gerekse genel seçimlerde, Müslüman göçmenlerin özellikle seçim malzemesi yapılmasını tasvip etmeyip, kınadığımızı ifâde temek istiyoruz.’ Dedi. Devamla;

‘Özellikle 2020 yılında Alman polis teşkilâtında, aşırı sağcı Neonazi polislerin deşifre edilmesiyle birlikte, teşkilat içinde yabancı düşmanı ırkçı polislerin varlığı ortaya çıkarılmış, bugünkü eleştirilere haklılık kazandırılmıştır. Bir kısın popülist politikacılar, Müslüman yabancılar üzerinden, kin ve nefret yaymaya devam ederken, yabancı ve göçmenlere karşı ayrımcı politikalar sürmüştür. 11 Eylül olaylarından sonra İslamafobi artmış ve son günlerde bu Türkofobiye dönüşerek yabancılar içerisinde özellikler Avrupa Türkleri hedef alınmıştır. Son iki yıl içerisinde 900’e yakın câmiye saldırı yapıldı, bu ciddi bir rakamdır. Bizlerin ve câmilerin güvenliği bu ülke yetkililerine emânettir.’ Derken;

‘Türk ve Müslüman olarak yaşanan bu olumsuz gelişmeleri endişe ve üzüntü içinde tâkip ediyor ve yetkililerin tedbir almasını istiyoruz. Biran önce ırkçı ve popülist söylemlere son verilerek, birlikte yaşamak için gayret gösterilmesi gerekir. Bu olayların artması iki taraf için de daha fazla radikalleşmeye sebep olacağından dolayı, birlikte yaşamak için büyük bir tehlike arz etmektedir. Bu sebeple tüm kanaat önderleri ve devlet yetkililerini sağduyuya dâvet ediyoruz ve önümüzdeki yılların barış ve huzur içinde geçirilmesini temenni ediyoruz.’ Dedi haklı olarak.

Uluslar arası Demokratlar Birliği (UID) Genel başkanı da, aynı hususta şunları söyledi; ‘Son 5-6 yıldır, Türk ve İslam karşıtlığı ürkütücü boyutlara gelmiştir. Bu başta İslamafobi perspektifinden baktığımız zaman, Orta Doğu ve Asya’dan gelen Müslüman göçmenlerin Avrupa’ya yığılmasıyla, tüm Avrupa’da bir endişe hâsıl oldu. Bununla birlikte zâten vâr olan İslamafobi tetiklendi. Mültecilerin gelişinin hâricinde başka bir sebep, Avrupa’da özellikle pandemi döneminde ekonomik sıkıntıların vuku bulmasıdır. Dolayısıyla mülteciler ve ekonomik gidişat İslamafobiyi ve Türkofobiyi artırmıştır. Bütün bunların yanı sıra, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruma noktasında attığı adımların uyandırdığı rahatsızlık, Türkofobiyi tetikleyen unsurdur.’ Diyerek hakikatleri anlattı, bunlara ilâveten şu açıklamalarda bulundu;

‘Avrupa’da özellikle Fransa ve Almanya’da son dönemde câmilere sebepsiz yere baskınlar yapılması asla tasvip edilemez. Pandemi döneminde yapılan yardımların amacı dışında kullanılma şüphesi sebebiyle, 150 maskeli polis câmiye baskın düzenliyor. Bu iddia kanıtlanmış değildir ve bu birçok örnekten sâdece biridir. Fransa’da yapılan baskınlar, Müslüman toplumuna gözdağı verme anlamına geliyor. Halbuki hükümetlerin görevi, göz dağı vermek değil, diyalog yoluyla meseleleri çözmektir.’ Dedi ve devam etti;

‘Avrupa İslâm’ı, Fransa İslâm’ı, Almanya İslâm’ı oluşturma gayretleri var. Biz buna şiddetle karşıyız. Hiçbir zaman Arap ya da Türk İslâm’ı olmadı ki, Avrupa İslâm’ı olsun. Değişik ülkelerde bununla ilgili adımlar atılıyor ancak tabanı olmayan bunların hiçbir getirisi olmayacaktır. Fransa’daki ‘İslam Konseyi’ bünyesindeki, ‘İmamlar Konseyi’ projesi aslında Fransız İslâm’ının temelini atmak için oluşturuluyor. Değişik gayretler var ama bu süreç verimli olmayacaktır. Almanya ve Fransa yanlış kişi ya da kurumlarla görüşeceğine, doğru kişi ve kurumlarla çalışıp, bu sorunu, toplumsal barış ve huzur içinde diyalog yoluyla çözmelidir. Geçmişte Diyânet (DİTİP) ve İGMG gibi kurumların Almanya ve Fransa’daki İslam adına çok faydalı hizmetleri olmuştur. Türkiye kökenli insanların İslam adına terör faaliyetlerine karışmamaları bu tip kurumların Müslüman Türk gençliğinin doğru yönlendirilmesinden kaynaklanan bir husustur’ açıklamalarını yaptı.

Bütün bu açıklamalar ışığında bizler de Avrupa’daki bu olumsuzluklardan dolayı gâyet endişeli olduğumuz belirtmek isteriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi