Bize önce “AŞI” yaptılar, şimdi de “CHIP” takacaklar haberlerinin medyada korku oluşturacak şekilde devam ettiğini görüyoruz.

Peki, geçmişte yapmak istediklerini korkutarak yapmadılar mı?

Günaydın, diyerek devam edelim.

Bu defa farklı korkularla baskı altına alacakları insanlara chip takamazlar mı? Hiç şüpheniz olmasın. Zamanı gelince onu da takacaklardır.

Hatta geçen aşı döneminde insanların koşa koşa aşı sırasına girdikleri gibi, chip sırasına gireceklerini göreceğiz.

Yeter ki aşı da olduğu şekilde, chip konusunun da ücretsiz olduğuna inandırsınlar.

Sadece sağlık sektöründeki diplomasını vicdansız ilaç endüstrisine satanları değil, bu defa basın yayın organlarındaki satılıklara, veteriner ve ziraatçıları da ilave ettiklerini göreceğiz.

Elbette daha başka katılan satılık vicdanlar da olabilecektir.

Dürüst, vicdanını ve diplomasını satmamış veteriner ve ziraat mühendisleri dışında kalanların, geçmişte sağlık ve basın yayın sektöründe olduğu gibi, kitleler halinde küresel efendilerinin emrine koştuklarını göreceğiz.

Çünkü küresel çete bu defa daha antrenmanlı ve kaos oluşturacakları iklim ve gıda üzerinde daha hazırlıklıdır.

Bundan dolayı bu defa sadece aşı ile yetinmeyecekler ve insanlara aşı ile birlikte chip dayatması da yapacaklardır.

Küresel çete bütün isteğine rağmen geçmişte bütün insanlara aşı yapamadılar, şimdi bu telaş ve propaganda neyin nesi oluyor diye soranlar olabilir.

İnsanları aşıya karşı direndikleri, küresel çetenin oyunlarını boşa çıkardıkları gibi bir sahte zafer ortamı oluşturup, oluşacak rehavet ortamı içinde yeni hâkimiyet alanları oluşturma çabaları asla sona ermedi deriz.

Geçen pandemi döneminde grafen ile yapamadıklarını bu defa kısa adı “RFID İMPLANT” olan ve deri altına yerleştirilen beyin ve bilek çipi ile yapmak istiyorlar.

Geçen dönem öne çıkardıkları Bill Gates ve hempaları yerine bu defa Elon Musk ve yardakçıları ile teknolojik olarak gerçekleştirmek niyetindeler.

Küresel ısınmayı önlemeye yönelik dedikleri “chemtrail” adlı kimyasal tozlar ile her gün havamız başta olmak üzere su ve gıda kaynaklarımız aracılığıyla sürekli bir saldırı altında olduğumuz hatırlatmak istiyoruz.

İnsanları ve toplumları kandırarak yutturdukları ve bu güne kadar hiçbir hastalığı tedavi etmediği gibi her geçen gün insan bedenini hastalıklara karşı daha da zayıf hale getiren ilaçlar yoluyla kendilerine bağımlı hale getirdiklerini de fark edilsin istemiyorlar.

Din, iman gücü ve vatan millet sevgisi ile her şeyin üstünden gelineceğini iddia ederek “virüs ne yaptı ki, chip bize ne yapabilir?” diyen gafillerin uyumaya ve uyutmaya devam etmeleri bizi yanıltmalıdır.

Nano boyuta indirilen ve çoğunlukla laboratuvar ortamında bile tespiti kolaylıkla yapılamayan nano çhip ile DNA ların bile değiştirilebildiğini unutmaları gerekmektedir.

Virüs için icat ettikleri aşı ile senin hücrelerindeki DNA kodunu kendi RNA'sı ile değiştirerek vücudunda çoğalan maddeleri fark edemediğimiz gibi aşı adı altındaki sıvılar ile insanları yapmak istenen RNA yerleştirildiğinde insanlar VİRÜS ün bizzat kendisi olmaktadır.

Hala bütün bunlar bir varsayımdır ve bu varsayımın çaresini devlet büyükleri düşünür diyenler olacaktır.

Bu kitleyi her şeye müsait olan bir kitle olarak gören virüsü ve aşıyı icat eden de, onları virüsten koruyacak olanlar da müsait buldukları için kitleyebildikleri kadar kitlemekten geri durmamaktadırlar.

FARKINDA MIYIZ?

Ne yazık diplomasını ve vicdanını satanlar için para vatandan üstün olmuş durumdadır.

Vatanın ve Milletin ne olduğunu bilmeyen, hiç ölmeyecek gibi para hırsına kapılarak ben hayatımı güzel yaşayalım, yarın kime ne olacaksa olsun diyerek kendini ve ailesi başta olmak üzere bütün insanlığı sonu belli olmayan bir maceraya atanlara yazıklar olsun demenin meseleyi çözmediğini çok defa yaşayarak gördük.

Kardeşine mal satarken yabancı birine mal satarken yabancıya söylediği fiyattan daha fazlasını isteyen iç düşmanlar varken dış düşman aramanın manasızlığını görmemiz gerekiyor.