Anneciğim, artık büyüdüm!
Çocuğun yetişmesinde ona yardımcı en temel gıda ne çikolatalı sütlerdir ne kekler ne de pastalar, çocuğu yetiştiren en temel gıda sevgidir. Sevgiyi tatmayan bir çocuk hayattaki en güzel lezzeti tadamaz. Sevgi, içerisinde güç, öz-güven, öz-benlik, bağımsızlık, özgürlük gibi bir çok önemli değeri içinde bulundurur. Bu sebeple çocuklar için sağlıklı beslenme kadar önem arz eden hatta yeri geldiğinde ondan daha önemli olan gıda sevgidir.
**
Anneler çocuklarının hep iyiliğini ister mi ? Bu sorunun cevabı çift taraflıdır. Anne tarafından bakıldığında sorunun cevabı farklı iken çocuk tarafından bakıldığında durum biraz daha farklıdır. Burada dikkat edilmesi gereken doğru cevabı anne mi verdi, çocuk mu verdi araştırmak değil iki tarafında birbirinin haklarına riayet etmesi gerektiğini anlatmaktır. Anneler çocuklarının her zaman iyiliğini isteseler de çocuklarının her zaman iyiliğini istediklerini her zaman doğru olarak ifade edemiyorlar. Yani sıkıntı istemekte değil ifade etme şeklinde ortaya çıkıyor. Çocuklar için bakıldığında ise otorite kabul etmeyen tarafları çoğu zaman onları yanlış yapmaya sürüklüyor. Anne-çocuk ilişkisinde ki çatışmaların çözümü iki tarafında kişisel hak ve özgürlüklere saygı göstermesinden geçiyor. Her ne olursa olsun karşımızdakine değer vermeli ve onu incitmemeliyiz. Şunu da unutmamalıyız. “ İncinen taraf sadece siz değilsiniz !”
**
İşitme engeli olan çocuk ile annesinin hikayesini biliyor musunuz ?” İşitme engelli çocuğu için özel bir muayenehaneye giderler. O zamanlar maddi durumları çok el vermediği için güç bela parasını denkleştirirler. Anne okuma yazma bilmemektedir bu yüzden orada doktorun yaptığı alıştırmaları zihnine not eder. Bir daha gidemeyecekleri için tüm alıştırmaları aklında tutar. Eve döndükleri andan itibaren alıştırmaları kısıtlı imkanlarla yapar. Bu alıştırmaların sebebi ise duyma yetisi zamanla azalacak olan çocuğa o yaşlarda öğretebildiği kadar kelime öğretebilmektir. Ve anne bunu başarır ve küçük çocuk gayet düzgün bir şekilde konuşabilir.” Bu hikayeden alınacak birinci ders annenin fedakarlığıdır. İkinci ders ise bir şeyler başarmak istiyorsanız çok iyi eğitim almanız gerekmediğidir. Çünkü sevgi ve anlayış eğitim düzeyi ile alakalı değildir.
**
Annesine bir türlü onu sevdiğini söyleyemeyen çocuğun hikayesini biliyor musunuz ? “ Geceleri annesi uyuduğunda acaba nefes alıyor mu diye merak ederdi. Hemen kulağını yaklaştırır ve annesinin nefes aldığını duyunca gönül rahatlığıyla uyurdu. En gizli sırlarını annesine anlatırdı. Hatta bazı geceler annem olmasa ben ne yaparım diye düşünmekten uyuyamaz ve annesine şiirler yazardı. Bir o kadar da annesinden korkardı. Sevgisini hep içinde yaşamak zorundaydı. Çünkü hata yapmaktan korkuyordu. Annesi ona “anneciğim, canım annem, seni seviyorum anneciğim” demediği için kızardı. Ama annesi ne uykusuz geceleri ne de gizli gizli onun nefes alıp almadığını kontrol ettiğini biliyordu.” Bu hikayede ki ana tema çocuğun anne sevgisidir. İkinci tema ve bizim dikkat etmemiz gereken yer ise çocuğun hislerini ifade etmemesidir. Karşımızdakine hislerimizi doğru ifade edersek problemler o derece azalacaktır.
**
Anneler-babalar-abiler-ablalar-kardeşler, aile adlı bir evin temel taşlarıdır. Bir ev ne kadar sağlam olursa depremlere o kadar dayanıklı olur. Sel ve diğer afetlere karşı dimdik ayakta durabilir. Bir ailede bütün fertler görevlerini doğru yaparsa bu aile tüm olumsuzluklara karşı dimdik durabilir. Şu günlerde en çok ihtiyaç duyulan şey sağlam aile bağlarıdır. Bu değerimizi kaybetmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.