Oğuzhan Kara

Oğuzhan Kara

Allah’a ve Allah’ın Resülüne itaat

Allah’a ve Allah’ın Resülüne itaat

Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) salat ve selam olsun.

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan ramazan ayını ve biraz buruk geçirdiğimiz ramazan bayramını geride bıraktık. Ramazan ayının manevi havasını devam ettirebilmemiz, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’in  (s.a.v) emir ve tavsiyelerine uymamıza bağlıdır. (Resulüm!) Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik. (Enbiya Suresi 107)

***

Ramazan ayı boyunca tuttuğumuz oruçların, kıldığımız namazların, yaptığımız hayırların, infakların, iyiliklerin ve güzelliklerin boşa çıkmaması Alemlerin Rabbi olan Allah’a ve Peygamber Efendimize (s.a.v) iman ve teslimiyetimize bağlıdır.  Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın. (Muhammed Suresi 33)

***

Bu Ramazan ayı vesilesiyle “Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin.” (Enfal Suresi 20) ayetinden haberdar olan müslümanlar olarak okuduğumuz, dinlediğimiz Kur’an’ın tamamına iman ediyor ve bu imanımızın gereği olarak onunla amel ediyoruz. “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi 71)

 ***

Her birimiz başta kendimize, ailemize, komşularımıza, arkadaşlarımıza, şehrimize, memleketimize, müslümanlara ve tüm insanlığa karşı sorumluluklarımızın olduğunu ve bunun da Allah’a ve Allah’ın Resulüne imanla başladığını  biliyoruz. “De ki: Allah´a itaat edin; Peygamber´e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber´in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz) dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber´e düşen, sadece açık seçik duyurmaktır.” (Nur Suresi 54)

***

Alemlerin Rabbi, yaratan, yaşatan yöneten, rızık veren ve bizi sayamayacağımız kadar çok nimetle buluşturan Allah’a iman ediyoruz. Ve bu imanın gereği olarak  Peygamber Efendimize (s.a.v) itaat ediyoruz. Hayatımıza yön veren bu iman ve sevginin sonunda Rabbimizin bizi bağışlayacağını ümit ediyoruz. “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”” (Âli İmrân Suresi 31)

***

Bu fani hayatın sonunda ebedi bir hayatın olacağına iman eden müslümanlar olarak  Peygamber Efendimizin (s.a.v) önder olduğuna da iman ederek O’nu  her işimizde örnek alıyoruz. “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Suresi 21)

***

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının…” (Haşr Suresi 7) ayetinden haberdar olan Müslümanlar olarak Peygamber Efendimize (s.a.v) itaatin Allah’a karşı gelmekten sakınma olduğunu biliyoruz. Peygamber Efendimizin (s.a.v) ahlakını, adaletini, sözünde ve alışverişindeki doğru sözlülüğünü, dürüstlüğünü, cömertliğini, mertliğini kendi yaşamımızda uyguluyoruz.

***

Hz. Muhammed’i (s.av) tanımanın, onun siretini öğrenmenin, onunla aynı şehirde yaşamanın, onunla akraba olmanın  yetmediğini biliyoruz.  Ziyana düşenlerden olmamak için Hz. Muhammed’in (s.a.v) kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderildiğine iman ediyoruz. “Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.” (En’am Suresi 20)

***

Allah’a karşı gelmekten sakınan müslümanlar olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v) ne verdiyse onu alıp, neyi de yasak ettiyse ondan sakınıyoruz. Ve Peygamber Efendimizin (s.a.v) emir ve yasaklarını, söz, fiil ve takrirlerini hayatımızda uygulamamız gerektiğine inanıyoruz. “Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.”(Yasin Suresi 69)

***

"Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.” diye buyuran Peygamber Efendimizin ikazlarına dikkat ediyoruz: “Hepiniz Ademin çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın arab olmayana, arab olmayanın da arab üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”

“Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi (müslümanları) sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olmazsınız…”

Allah’a emanet olunuz.

 

            

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Oğuzhan Kara Arşivi