Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Algı oluşturmak

Algı oluşturmak

TSK’nın Suriye’deki çatışmalara fiilen girmesi bugüne kadar oynanan bir oyunun biraz daha açık bir şekilde görülmesini sağlamış oldu.

Güneydoğu Bölgesi’nden sonra Güney sınırımızda da ilan edilmedik bir harbin içerisine girmiş olduk böylece.

Bu savaşı biz başlatmadık diyebilirsiniz.

Bu savaş bizim savaşımız değil diyebilirsiniz.

Bu savaş sadece güney sınırımızı güvenli hale getirmek için yapılıyor da diyebilirsiniz.

Bu sözlerinizde yüzde yüz haklı olabilirsiniz.

Bu ifade tam anlamı ile gerçeğin ifadesi olabilir.

Ancak fiilen savaşta olmakta gerçeğin kendisidir.

Sakın ha bu sözlerden TSK’nın yaptığı operasyonlara karşı imişiz gibi bir anlam çıkarılmasın.

Savaşı başlatmak başka savaşa dâhil olmak başka şey demek istiyoruz.

Ve bu güne kadar yaptığı tüm savaşları milletimizin başlatmadığını ve girdiklerine de isteyerek girdiğini falan söylemek değildir derdimiz.

Derdimiz savaşların çoğunlukla istenilmeden başladığıdır.

Hatta iç ve dış düşmanlar tarafından yapılan algı yönetimleriyle savaşa dâhil olduğumuzdur.

Bugün Suriye’deki savaş geçmişte yapılan iyiniyetli uyarıların dinlenmemesi sonucunda okyanus ötesindeki stratejik müttefikimiz ile adı önemli olmayan güney komşumuzun yaptığı algı operasyonları sonucunda ortaya konulan bir savaştır.

Daha önceki Irak işgali de aynı algı yönetiminin bir sonucunda başlatılmıştı.

Hatta Suriye’dekinden biraz daha farklı olarak canlı yayında seyretmiştik çağdaş haçlı ordularının Irak’ı işgalini.

Bu defada farklı bir sürüm koydular önümüze.

Öyle varyantlar geliştirdiler ki algı yönetiminde bizim milletimiz bu savaşı kendi savaşı bile zannetti.

Şam Emevi Camiinde namaz kılmaktan tutunda terörist İŞİD in canlı canlı asker yakmasına kadar vardırdılar senaryolarını.

Şöyle bir iki adım geriye gidip bakınca insanımızın algısıyla ve aklıyla oynamak ne kadar basitmiş demekten kendimiz alamıyoruz.

Dıştaki düşmanlar Amerikan stüdyolarında çekilen İŞİD videolarıyla milletin aklıyla oynarlarken içteki sinsi düşmanlar ise Müslüman kılığında farklı organizasyonlara yönelmiş durumdalar.

İçteki düşmanlar ise artık neredeyse kontrol edilmesi imkânsız hale gelen Facebook veya Twitter isimli sosyal medya mecralarında ortaya çıkan yerli müstevliler eliyle dış mihraklardan aldıkları akıllarla bu aziz milletin kodları ile oynamak istemektedirler.

Bunun son örneği sosyal medyada başlatılmaya çalışılan İmam Hatipler ve İlahiyatların terör örgütü İŞİD'e eleman yetiştiren kurumlar olduğu ve İmam Hatipler ile İlahiyatların müfredatları değiştirilmedikçe bu okullardan geleceğin İŞİD çilerinin yetişmeye devam edeceği iftirasıdır.

Bize göre TSK’nın savaştığı İŞİD teröründen daha tehlikeli olan bu FETÖ kuyruğunun bir an önce kesilip tarihin çöplüğüne atılması bu milletin evlatlarının akıl ve ruh sağlıklarının geleceği açısından önemli bir konudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi