Akkuyu NGS için türbinlerin Alman gümrüğünde bekliyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere ziyaret ettiği ABD'nin başkenti Washington'dan dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
NATO'nun 75. kuruluş yıl dönümü törenlerine katıldıklarını, zirvenin, ittifakın birlik ve insicamının sergilenmesi noktasında faydalı olduğunu aktaran Erdoğan, zirve kapsamında görüşülen konuları, alınan kararları basın toplantısında etraflıca paylaştığını hatırlattı.
Bunlara ek olarak birkaç hususa ayrıca değinmek istediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Terör konusunda ödediğimiz bedelleri tüm dünya biliyor. Müttefiklerimizden teröre karşı verdiğimiz mücadelede samimi dayanışma beklediğimizi burada bir kez daha vurguladım. Ayrıca savunma sanayi ticaretinin önündeki kısıtlamaların süratle kaldırılması gerektiğini ifade ettim. Bildiğiniz gibi NATO'nun Vilnius Zirvesi'nde bütün müttefikler bu yönde taahhüt vermişlerdi. Aradan geçen sürede taahhütleri doğrultusunda gerekli adımları atan müttefiklerimiz de çoğunluktaydı. Ancak bazı NATO üyeleri verdikleri sözlere rağmen, menfi tutumlarını değiştirmedi. Bu duruma hem ilk oturumda hem de zirve esnasında gerçekleştirdiğim ikili görüşmelerde özellikle temas ederek, görüştüğüm liderlere bunları anlattım. 'NATO müttefikleri arasında artık kısıtlamaları konuşmak istemiyoruz' dedim."
"Her iki ülkeyle de çok boyutlu ilişkilerimiz mevcut"
Ukrayna-Rusya savaşında ilk günden bu yana Türkiye'nin sürdürdüğü dengeli tavrın bütün liderlerce bilindiğini ifade eden Erdoğan, "Ukrayna gibi Rusya Federasyonu da bizim komşumuzdur. Güçlü bağlarımızın olduğu bir ülkedir. Her iki ülkeyle de çok boyutlu ilişkilerimiz mevcuttur. Savaşa rağmen bunların korunmasına da önem veriyoruz." diye konuştu.
Zirvede, daha fazla kan dökülmeden diplomasiye dönülmesi ve müzakere zemini hazırlanması gerektiğine dikkati çektiğini aktaran Erdoğan, "Bu doğrultuda İstanbul sürecini devam ettirmeye hazır olduğumuzu vurguladım." ifadesini kullandı.
Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin, NATO'nun yeni Genel Sekreteri olarak ilan edildiğini anımsatan Erdoğan, "Adaylık sürecinde ülkemizi ziyaret eden Rutte'ye hassasiyetlerimizi ve beklentimizi ifade etmiştim. Kendisinin bu istikamette hareket edeceğine inanıyorum. 1 Ekim'de görevi devredecek olan değerli dostum Genel Sekreter Jens Stoltenberg'le de tabiatıyla bir araya geldik. Son 10 yılda yaptığı özverili çalışmalar ve ülkemizle geliştirdiği yakın işbirliği nedeniyle teşekkürlerimizi ilettim." diye konuştu.
Erdoğan, zirve vesilesiyle birçok devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini de belirtti.
"Güçlü olanların cirit attığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız"
"Dünyanın mevcut durumunda NATO'nun, iddialarına nispetle işlevini nasıl değerlendiriyorsunuz? NATO Genel Sekreteri Stoltenberg 'savunma sanayi dahilinde yeni imkan ve yeteneklerin değerlendirilmesi' yönünde ikazlarda bulundu, siz de İstanbul'dan hareket ederken aynı şeyi söylediniz. Stoltenberg'in bahsettiği bu savunma kime karşı, neye karşı?" sorusu üzerine Erdoğan, dünyanın süratle bir değişim yaşadığını, bu hızlı değişim içerisinde güçlerin özellikle büyük rol oynadığını söyledi.
"Güçlü olanların cirit attığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, örneğin Rusya'nın, Çin ile dayanışma içinde olduğunu, bu durumun Batı’yı ciddi manada rahatsız ettiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Batı, Ukrayna'ya gerek parasal, gerekse ayni noktada bütün imkanlarıyla, silah, mühimmat dahil her türlü desteği veriyor. Bütün bu desteklere rağmen şu anda Ukrayna'da bekledikleri neticeyi henüz alabilmiş değiller. Bu noktada en büyük güvenceleri NATO'nun varlığı. NATO büyük bir güç ve onları biraz rahatlatıyor. Bu Batılı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Amerika'nın yanında Almanya, Fransa, İngiltere gibi Batı ülkeleri yer alıyor. Böylece bu güç takviye oluyor. Bu takviyeye rağmen büyük güç rekabetinde arzu ettikleri neticeyi elde edemeyişleri bu ülkeleri ister istemez belli bir noktaya taşıyor. Burada Türkiye olarak bizim konumumuz ise farklı. Biz, hem Rusya hem Ukrayna ile iletişim halindeyiz. Bunu yaparken de mümkün olduğunca adilane yaklaşmanın gayreti içerisindeyiz. Bu durum zaman zaman Rusya'yı da Ukrayna'yı da rahatsız edebiliyor. Ama biz diyoruz ki, 'Her ikiniz hem bize komşusunuz, geçmişten bu yana aramızda ciddi münasebetlerimiz var.' Örneğin Karadeniz Tahıl Koridoru'nda adil bir adım attık. Rusya'nın da Ukrayna'nın da taleplerini karşıladık. 'Batı'ya bu Tahıl Koridorundan aldıklarınızdan verin ama bunun yanında Afrika'ya da verin, Türkiye olarak siz de alın' dediler. Biz de bunu elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Şimdi diyoruz ki; tahıl koridorunu biz yeniden açalım. Şimdi bunun görüşmelerini hem Rusya hem Ukrayna'yla yapıyoruz. Henüz bu konuda bir netice alamadık. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'le son görüşmem bunun üzerindeydi. NATO Zirvesi'nde Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenskiy ile yine bu konuları görüştük. Ukrayna tarafıyla da Tahıl Koridorunu çalıştırmak istiyoruz. Temenni ederim ki bu koridoru yeniden işletmeye başlarız."
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.