Ağzı bir tutsak..!
Ölüm döşeğinde olan ömrü hırsızlıkla geçmiş ihtiyar biri artık son nefesini vermekteyken çocukları odaya girerler…
***
“Baba bize helâl malını söyle, onu senden sonra satalım ve borçlarını ödeyelim” derler…
***
Yaşlı adam, zar zor kafasını yastıktan kaldırır… Epeyce düşündükten sonra ağır ağır konuşmaya başlar…
***
“Damdaki kara öküzü satın…”
***
Çocukları sorar; “Niye kara öküz?”
***
Yaşlı adam dertli dertli inler…
***
“Onu çalıp eve getiriyordum… Bir ara onu elimden kaçırarak tarlada kaybettim…”
***
Çocukları merakla sorar; “Eee?”
***
Yaşlı adam acıklı bir sesle devam eder; “Hava kara, tarla kara, öküz kara, ara Allah ara... En helâl malım odur...”
***
Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki; “Muhakkak ki, (araştırıp sormadan, helâl-haram demeden, denize dalar gibi) ellerine geçirdikleri her türlü malı yiyenler için, cehennem ateşi vardır.”
***
Rasulullah (sav) yine bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyurdular; "Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak."
***
Helâl mal, sahibini helâle sevk eder ve haramlardan korur; haram bir mal da sahibini harama meylettirir, helâle yöneltmez…
***
Bundan dolayı gönül ehli Hakk dostları, kalbi alemlerinin inkişafı için şu iki hususiyete titizlik göstermiş ve şöyle buyurmuşlardır…
***
“Yerken ağzınıza girene, konuşurken ağzınızdan çıkana dikkat edin!..”
***
Etrafınıza bir bakın, toplum olarak buhranlarımızın temelinde ağzın neden olduğu sorunlar yatmıyor mu? Vallahi ağzı bir tutsak, cenneti yakalayacağız…