Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Acısı bitmeyen İslâm Dünyası

Acısı bitmeyen İslâm Dünyası

Acı, ızdırap ve gözyaşı.

Adeta hiç bozulmayan bir üçgen…

İslâm diyarları Osmanlı’dan sonra hep böyle. Sıraya konulmuş/konuluyorlar adeta.

Gönüllerimiz yanıyor, yüreklerimiz kan ağlıyor ve ellerimiz semaya açılıyor: "Ey Rabbimiz, unuttuk yahut yanıldıysak bizi sorguya çekme. Ey Rabbimiz, bizden evvelki ümmetlere yüklediğin gibi üstümüze ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz takat getiremeyeceğimizi bize taşıtma. Bizden sadır olan günahları sil, bağışla, bizi esirge. Sen Mevlâ’mızsın.  Artık, kâfirler güruhuna karşı bize yardım et." (2 Bakara 286)

Halep, Musul, Kerkük… Öteden beri Gazze, Afganistan, Çeçenistan, Türkistan vd.

Enkaz altında kalan insanlar, ölenler, yaralılar, yaşlı, çocuk ve kadınlar. Boşa giden gençler… Hangisini sayabiliriz ki!

“Gel ey ümmet, yüreğim kan ağlıyor,” diye feryâd eden nice insan…

Ümmet olarak ne durumda olduğumuz belli. Emperyalist güçler önce bir grup oluşturuyor, onu besliyor sonra da onu kaldıracağım bahanesiyle İslâm beldelerini harap ediyor. Yıllardır devam eden oyun bu. Ne yazık ki Müslümanım diyen nice insan bu oyunu kavrayamıyor. Hep alet oluyor. Ölen, zulme uğrayan, yurtlarını terk eden hep Müslüman! Birlik halinde saldırıyor ehli-salip Ümmet-i Muhammed’e. Biz ise ayrı-gayrıyız. Kimi ülke ve örgütler ise onlara hizmet etmekten başka bir şey yapmıyor.

-Rabbimiz, onların oyunlarını boz ve birbirlerine düşür!

Ümmetin değerleri bir bir yok ediliyor. O güzelim ecdad eserleri… Nice âlimler yetişmişti kim bilir o mekânlarda! Nice insanlar feyz ve nur almıştı oralardan!

Kardeşlik!

Zalimler hep bunun önüne geçmeye çalışıyor. Onlar fitnecidirler. Onlar haindirler. Onlar yalancıdırlar. Onların tuzağı vardır ama Allah’ın da bin bir tuzağı vardır: “Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” (8 Enfâl 30)

Evet, hep kardeşlik gerekli bizlere. O olmadığı için böyleyiz ya! Rabbimiz ne buyurmuştu:  “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin.” (49 Hücurat 10)

Âh bir kucaklaşabilsek! Âh bir muhabbet edebilsek… Cennette sökülüp çıkarılacak kinlerimizi, keşke şimdiden söküp atsak kalplerimizden! Kardeşçe bakabilsek birbirimize. Sarmaş dolaş olsak yaralarımıza. “Sen şu, ben bu” ifadelerini bir atabilsek içimizden. O yan bakışlarımız bir düz bakış olsa. Bu günahlardan bir kurtulsak da “kardeşliğin” sevabına ulaşabilsek! Allah’ım! Lûtfeyle ne olur bunları!

Efendimiz (s.a.v.) ne güzel buyurmuşlar:

"Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu zalime teslim etmez. Kim kardeşinin yardımında bulunursa, Allah da (c.c) ona yardım eder. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da (c.c) onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da (c.c) kıyamet gününde onun ayıplarını örter." (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 59; Ebû Davud, Edeb, 38; Tirmizî, Hudûd/3; Ahmed, Müsned, 2/91.)

Şükürler olsun ki milletimiz hep yardıma koşmakta. Maddesiye, manasıyla koşanlardan Rabbimiz razi ve hoşnud olsun! Camilerimizde açılan sergiler ve ferden yapılan nice yardımlar mazlum ve garip insanlarımıza ulaşmakta. Onların çektiği acılara bir nebze ilaç olsun keşke.

-Rabbimiz! Şu Ümmeti dirilt ve zalimleri mahvet! Şüphesiz ki SEN her şeye gücü yetensin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi