ABD’yi geri çevirdi

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Kişisel Gelişim Topluluğu “Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve İlim” konulu bir konferans düzenledi. Milli Gazete Yazarı Gazeteci Adnan Öksüz’ün konuşmacı olarak katıldığı konferansa NEÜ Rektör Yardımcısı Tahir Yüksek, NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Ramazan Altıntaş, NEÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Mehmet Kırbıyık, Anadolu Gençlik Derneği Korya Şube Başkanı Mehmet Parlak ve çok sayıda öğrenci katıldı. Kur’an tilavetinin ardından sinevizyon gösterimi ile devam eden programda ilk olarak söz alan Kişisel Gelişim Topluluğu Başkanı Osman Veysel Özdemir, “Rahmetli Erbakan hocamız ve ilmi yönünü ele almak için böyle bir program organize ettik. Onu rahmetle anıyoruz” dedi.  

İLMİ SİYASETE HAKİMDİ

Daha sonra kürsüye gelen Milli Gazete Yazarı Gazeteci Adnan Öksüz, Necmettin Erbakan’ın ilmi ve siyasi yönlerini aktardı. Erbakan Hoca’nın ilmi siyasete hakim olduğunu ifade eden Öksüz, “İlim kendi başına yetmez. İlmi siyaseti de bilmek lazım. Kendisi hakkında söylenen “Anıt Kabir’e gitmiyor, 30 Ağustos’a karşı” gibi söylemlere ilmi siyaset ile cevap vermiş ve krizlerin yaşanmasını önlemiştir” dedi. “İlim ve siyasetin birleştiği nokta Erbakan’dır” diyen Öksüz, konuşmasına şöyle devam etti: “Erbakan Hocamız siyasi hayatı boyunca kimseye minnet etmedi. Siyasete girme kararı aldığında Adalet Partisi’nden vekillik başvurusu engellenince vazgeçmiyor ve Konya’dan 3 vekil seçilecek çoğunluğu alıyor. Refah-Yol döneminde, 28 Şubat döneminde karşısına çıkan engellemelere rağmen kimseye minnet etmiyor. ABD, İsrail, Batı’nın tekliflerini elinin tersi ile geri çevirdi, minnet etmedi.”

BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIYDI

Necmettin Erbakan’ın ilme çok önem verdiğin aktaran Öksüz, şöyle konuştu: “Hocamızın tahsiline bakıldığı zaman 1.’liklerle doludur. Zaten Gümüş Motor’un kuruluşunda, ağır sanayi yatırımlarında da bunu açıkça görebiliyoruz. O bir devlet adamıydı. Devletin organları partisini kapattığı zaman o milleti isyana ayaklanmaya teşvik etmedi. Halkı sükûnete davet ederek ‘Bu tarih içinde küçük bir noktadan ibarettir’ dedi. Hocamız heyecanlıydı. Onunla bir mitinge gidiyorduk ve geç kalmıştık. Yolda bir köy yakınından geçerken 5-10 kişi onun önünü kesti kendisiyle görüşmek istedi. O kişilere hocamız sanki 100 binlere hitap ediyormuşçasına davasını anlattı.  Çok disiplinliydi, zaman mef’umu yoktu. Neredeyse 7-25 çalışırdı. Hazır cevaptı. 90’lı yıllarda benim de katıldığım bir basın toplantısında gündemde ‘Erbakan Hoca’nın altınları’ vardı. Bir gazeteci Hoca’ya ‘Altınlarınızı nerede saklıyorsunuz?’ diye sordu. Erbakan Hocamız gayet saki karşılayarak, ‘Ne o sana yerini söyleyeyim de sen mi alacaksın’ diye esprili bir cevap verdi. Birleştiriciydi, uzlaşmacıydı. Yaptığı koalisyonlar da bunun zaten bir göstergesi. Bir dünya lideriydi, dünyaya Siyonizm’i öğretti. Bağımsızlıkçı, yatırımcı idi. Rantiyenin karşısında yer aldı. Bunu anlamak için Refah-Yol döneminde kurulan havuz sistemine bakmak yeterlidir. Medyaya çık önem verirdi. Esprili ve vefalı idi. Öngörülüydü. İslam dünyasının şu an içerisinde bulunduğu durumu yıllar öncesinden söylemişti. Suriye’nin bu hale geleceğini yıllar öncesinden söylemişti. Haklı çıktı.”

HÂLİD ŞEN