95 yıllık onur
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nde Kalp Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Hasan Solak, 24 yıl önce 97 yaşında hayatını kaybeden, 1. Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı Gazisi babası Mustafa Hacıeminoğlu adına düzenlenen ‘İstiklal Madalyası’ ve ‘İstiklal Belgesi’ne tam 95 yıl sonra kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Solak, “Bu belgeyi ailemdeki tüm şehitler adına alıyorum” derken gözyaşlarını tutamadı.
BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR ONUR
Solak, 95 yıl sonra gelen onur ile ilgili yaptığı açıklamada, “İstiklal Savaşına katılan gazilere belge verileceğini öğrenince ben de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na başvuruda bulundum ve başvurum kabul edildi. 7 yıl harpte sıhhiye olarak savaşan, yüzlerce kişinin hayatını kurtaran ve bir ayağının yüzde seksenin kaybeden babam adına savaşın üzerinden 95 yıl sonra İstiklal Madalyası almak bizim için büyük bin onur” diye konuştu.
DEDEMİN KALBİ DAYANMADI
Prof. Dr. Hasan Solak, “Babam ve üç kardeşi 1914 yılında dedemin yanına gelerek, ‘Baba biz harbe gidiyoruz’ diyor. O sırada tarlada sap yükleyen dedem 4 oğlunun birden harbe gideceğini duyunca tarlada kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor. Babamlar dedemin cenazesini kaldırdıktan sonra harbe katılıyor. Böylesine bir olayın ardından bu belgeye kavuşmanın bizler için ayrı bir önemi var” dedi.
Ağlatan tarihi belge
Meram Tıp Fakültesi’nde Kalp Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Hasan Solak 95 yıl sonra babasının adına düzenlenen ‘İstiklal Madalyası’nı alırken gözyaşlarını tutamadı
24 yıl önce 97 yaşında hayatını kaybeden 1. Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı Gazisi Mustafa Hacıeminoğlu adına Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından verilen ‘İstiklal Belgesi ve İstiklal Madalyası’nı alan Prof. Dr. Hasan Solak belgeyi ailesindeki 10 şehit ve 11 gazinin adına aldığını ve bu belgeyi bir miras olarak saklayacağını belirtti.
Solak babasının yıllarca anlattığı gazilik anılarını bir kez daha anlatırken gözyaşlarını tutamazken, “Babamlar 4 kardeş 1914 yılında başlayan 1. Cihan Harbi’ne katılmak için çağrılıyor. Babam ve amcamlar dedemin yanına gelerek, ‘Baba biz harbe gidiyoruz’ diyor. O sırada tarlada sap yükleyen dedem 4 oğlunun birden harbe gideceğini duyunca tarlada kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor. Babamlar dedemin cenazesini kaldırdıktan sonra harbe katılıyor” dedi.
Babasının sıhhiye olarak harbe katıldığını belirten Solak, “Savaşta iken açılan ateşlerde babamın komutanı ağır yaralanıyor. Babam sıhhiye olduğu için komutanının tedavisini yapıp komutanını sedye ile götürürlerken bir bomba daha atılıyor. Bu kez atılan bombalardan babamın komutanı ile yanında bulunan arkadaşları şehit oluyor. Babam kendisine bir şey olmadığını zannederek uzun süre yaya olarak bombalardan kaçıyor. Aradan uzun bir zaman geçince babam bacağından şiddetli bir yara aldığını görüyor. Babam daha sonra ölü taklidi yaparak düşman askerlerinden kurtuluyor. Gece saklandığı yerden Türk askerleri tarafından bulunup hastaneye götürülerek tedavi altına alınarak kurtulmuş” diye konuştu.
Solak, babasının 1914 yılından 1919 yılına kadar memlekette kaldıktan sonra 1919 yılında İstiklal Harbi çıkınca yeniden harbe çağrıldığını söylerken, “Babam ilk savaşta ayağının yüzde 80’ni kaybetmişti. Bu durumda iken bile yeniden harbe katıldı. İstiklal Harbi’nde üç yıl cephede bulundu. Harp bittikten sonra yeniden Sarayönü’ne döndü. Babam ülkesini, komutanlarını, asker arkadaşlarını çok severdi. Sürekli olarak onlardan bahsederdi. Cihan Harbi ve İstiklal Harbi’nin ardından babam böyle bir madalya almayı çok isterdi. Ama o yıllar nasip olmamıştı. 95 yıl sonra babamın adına böyle bir madalyaya kavuşmak bana nasip oldu. Bunun için çok mutluyum” diye konuştu.
Babasının 1986 yılında 97 yaşında iken vefat ettiğini de sözlerine ekleyen Solak, “Babam 7 yıl harbe katılan bir insan olarak madalya almayı çok isterdi. O yıllar hiç birimizin aklına da gelmemişti. Bir gün ameliyata girmeden önce ameliyathanenin önünde bulunan gazetedeki bir yazı gözüme çarptı. Haberde babam gibi İstiklal Savaşı’na katılanların belgelerle müracaat etmeleri halinde hayatta ise kendisine değil ise çocuklarına madalya verileceği yazıyordu. Bende babamın Osmanlıca olan belgelerinin çevrimini yaptırarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderdim. Yapılan incelemenin ardından bana madalya verileceği konusunda haber geldi. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın imzalarının yer aldığı belge ve madalya bana verildi. Dedemin ismi Musa Hacıeminoğlu, Amcam İsmail Hakkı Hacıeminoğlu, diğer amcam Hüseyin Hacıeminoğlu, Babam Mustafa Hacıeminoğlu, Yeğenleri Mehmet, Saffet, Sait Hacıeminoğlu hepsi şehit oldu. 95 yıl sonra böylesine bir belgeye kavuşmak bizler için paha biçilmez bir hediyedir. Biz bu hediyeyi ailemizin tüm şehitleri adına alıyorum. Ve bundan sonrada torunlarımıza bir hediye olarak miras bırakacağız” diye konuştu.
ALİ SAİT ÖGE





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.