Türk futbolunda son bir hafta içerisinde önemli gelişmeler oldu..
Bunlar arasında, elbette ki, bizi Torku Konyaspor’un durumu ile TSYD tarafından her yıl düzenlenen, geleneksel eğitim semineri daha yakından ilgilendirmekte.
Torku Konyaspor, PTT 1. ligde sezona büyük umutlarla başladı..
Ancak, gereksiz olduğu kadar, eksik yapılan transferler ve teknik kadrodaki aşının tutmaması, yeşil-beyazlı takıma pahalıya maloldu ilk yarıda..
Bunun sonucu da sezon başından buyana 5 futbolcuyla yollar ayrıldı. Kartallar, en önemlisi de şampiyonluk yarışında büyük yara alarak zirveden oldukça geride kaldılar.  
Ligin ikinci yarısı için, kadro yeni oyuncularla takviye edilecek.  
Torku Konyaspor yönetimi ve teknik adamları, bu konuda ince eleyip sık dokumalılar, dokuyorlardır da..
Ara transfer hata götürmez. Nokta transferlere yapılmalı.. Hatta, bu futbolcularla şimdiye kadar anlaşma sağlanarak 1 Ocak’ta (bugün) başlayacak Antalya kampına katılmaları sağlanmalıydı..  
Listede kimler var, tabi ki bilmiyoruz. Bir kaleci, takıma liderlik yapabilecek, oyunu yönlendirecek bir orta saha ve gol şansı yüksek bir forvet oyuncusunun alınması kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor..
Tabi ki, bu oyuncular belirlenmiştir. Ne yöneticiler, nede teknik adamlar tercihlerini, ara transferde kendilerini güç durumda bırakabilecek ve takımı riske sokabilecek futbolculardan yana kullanmayacaklardır.   
Her şeye rağmen, yol göstermek, transfere ışık tutmak için aklıma gelen iki ismi vermekten de geçemeyeceğim.
Bu oyuncular; orta saha için Elazığspor’dan ayrılan Sezer Badur, forvet veya forvet arkasında oynayabilecek özelliklere sahip Trabzonsporlu Emre Güral.
Tabi ki, karar yönetimin ve teknik kadronun..
xxx
Türkiye Spor Yazarları Derneğinin, geleneksel semineri buyıl Antalya Belek’te gerçekleştirildi.
Derneğin kuruluşunun 50. yılı olması nedeniyle, genel merkez yönetimi seminere ayrı bir önem verdi dersek yanlış olmaz.
Gerek konuklar ve katılımcılar gerekse seminer konusu geçen yıllara oranla daha değişikti..
Her şeyden önemlisi, genel başkan Naci Arkan’ın, konuklarla yakından ilgilenmesi ve seminerin adına yakışır şekilde geçmesi için çaba göstermesi, eğitim sekreteri Nezir Önal’ın sıcak ilgisi ve TSYD çalışanlarının dostane ilgileri ve 4 gün buyunca olağanüstü bir çalışma gerçekleştirmeleri katılımcıları memnun etti.
Otel sahiplerinin özverisi ve çalışanlarının yakın ilgisi de üzerinde durulması gereken ayrı bir konu..
Bu nedenle, 50. yıl semineri nedeniyle genel merkez yönetimine, dernek çalışanlarına ve otel yetkili ve çalışanlarına teşekkür etmek bir borç olsa gerek..  
TSYD’nin 50. yıl seminerinin açılışında protokol konuşmalarına zorunlu olarak katılamayan Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, daha sonra katıldığı seminerde yaptığı uzun konuşmasıyla bizleri mutlu etti.. Kendisiyle, bir Konyalı olarak gurur duyduk..
Genel Müdürlük ve Spor Bakanlığının 2012 yılında yapmış olduğu çalışmaları değerlendiren Baykan, doğrusu konuya egemen olmasıyla ve sporun gerçeklerini katılımcılara geniş şekilde aktarmasıyla tam not aldı.. Kendisini bir kez daha kutluyorum.
TSYD seminerinde yanlış olanlar olmadı mı? elbette ki vardı.
Katılımcıların, özellikle öğleden sonra ki oturumlara katılmayarak tatil havasına girmeleri, konuşmacıların yarıdan daha fazla boş salonu konuşmaları her dönemde olduğu gibi bu yıl da karşımıza çıktı..
Bu nedenle, geçmişte de dile getirdim ve önerilerimi, önceki eğitim sekreteri Devrim Sağıroğlu’na email yoluyla aktardım.. Kendileri aldılar mı? bilemiyorum. Ancak, daha sonra görevi zorunlu olarak bırakması nedeniyle de üzerinde durmamış da olabilir.
Önerim şudur:
Başta genel başkan Naci Arkan  ve eğitim sekreteri Nezir Önal olmak üzere, genel merkez yönetiminin, gelecek yıllardaki seminerlerde aynı sorunu yaşamama adına bir takım önlemler alması gerekmektedir..
Bunların başında da, seminer oturum saatlerinin kısaltılması ve iki günde sabah ve öğleden sonra olmak üzere semineri 2 ve 3’er saatlik 4 oturumda gerçekleştirmeleri yerinde bir karar olacaktır.
Hatta, bir diğer önerimde, seminerde olimpiyat konusunun birkaç yıl askıya alınarak, Türk futbolunun gelişmesi adına menajerlik sistemi ve alt yapı konularına ağırlık verilmesi olmalıdır..
Her şeye rağmen, 50. yıl semineri daha iyi bir ortamda geçti. Katılımcılar mutlu olarak ayrıldılar.. Emeği geçenlere bir kez daha teşekkürler..