Mervenur Dalbudak

Mervenur Dalbudak

28 Şubat…

28 Şubat…

Tarihimizin utançla hatırladığı asla unutmayacağı demokrasiye vurulan pranga vurulan kara lekeli gün… Halkın yalnızca siyasal haklarına değil sosyal hayatına, fikirlerine, inançlarına yapılan darbenin kirli günü 28 Şubat…

İnsanların ayrıştırıldığı, kutuplaşmalara itildiği, kendi vatanında özgürlüğü kısıtlanan vatandaşların eğitim öğretim haklarının elinden alındığı, “demokrasi” diye haykıranların seçilmiş kadın milletvekiline sırf başı örtülü diye saldırma cüretini doğurun gündür 28 Şubat…

**

Fikirlerden korkan kendine has bir fikri bile olmayan maşaların insanların manevi değerlerin suiistimal ederek rant sağlaya çalıştığı gündür 28 Şubat…

Yok etmek istedikleri inançların kuvvetlenerek doğduğu gündür 28 Şubat…

Ülkemiz, milletimiz ne büyük buhranlardan geçti. Ne büyük sınavlar verdi vermeye de devam ediyor. 28 Şubat’ın uzantıları isim değiştirerek aramızda dolaşıyor. Ellerine fırsat geçse neler yapabileceklerine yakı tarihte şahit olduk. Halkın iradesini hiçe sayıp manevi değerlerimizin kirli oyunlara alet edildiği darbelerle dolu tarihimiz. Ama milletimiz daha bilinçli… Demokrasiye kalkan elleri çelikten bir yumrukla durdurmayı biliriz.

**

Öğrenemediğimiz şeyler de var elbette. İnsanı, insan olarak görmeyi öğrenemedik. İnancı ne olursa olsun, kılık kıyafeti nasıl olursa olsun, dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olun insan insandır demeyi öğrenemedik. O gün başı örtülü dediler, üniversitelere sokmadılar. İçine değil dışına baktılar. Belki de kırk santimlik kumaştan korktular. Başımızın örtüsü korkutuyor da ölünce nasip olacağı belli bile olmayan kefeni unuttular.

**

28 Şubat siyasete değil inançlara yapılan bir darbedir. O gün dini inançlar, öncesinde ideolojik inançlar rahatsız etti birilerini. Sağ- sol dediler, irtica dediler, laiklik dediler… Kardeşi kardeşe kırdırttılar. İnsanları ayrıştırdılar. 28 Şubat zihniyetli darbelerin etkileri üzerimizde korkunç izler bıraktı. Ayrıştırılmış olmak insani değerlerimizi köreltti.

**

Mehmet Akif ölümsüz eseri olan İstiklal Marşı’mızda “ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım.” Dizesinin anlamını kavrayın. Özgürlüğümüze kelepçe vuran yine bizleriz. Vicdan özgürlüğümüz, yaşama özgürlüğümü, ibadet özgürlüğümüz, eğlenme özgürlüğümüz hep birilerinin denetimi altında. Bunu bizi bize biz yapıyoruz. Bırakın! İstediğimizi giyelim, istediğimiz takımı tutalım, istediğimiz partiye oy verelim, istediğimiz yerlere gidelim, istediğimiz sanatçıyı dinleyelim.

**

Ama bunları yapıyoruz diye de kimse bizi yobaz, gerici, feminist, laik, sağcı, solcu diye ayrıştırmasın. Fikirlerimize, inançlarımıza, demokrasimize kimse el uzatmasın. Bu vatan, bu memleket, hepimizin… Fikirlerimize, değerlerimize, inançlarımız sahip çıkalım. Bizi bölmelerine izin vermeyelim. Dinimiz, dilimiz, ırkımız, cinsiyetimiz farklı olsa da hepimiz aynı güneşin altındaysak ve aynı yağmurda ıslanıyorsak hepimiz eşitiz.

Bizi biz yapan değerlere ve demokrasimize sahip çıkalım.

MONAROZA

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mervenur Dalbudak Arşivi

Mola

30 Haziran 2020 Salı 09:04