“Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Hâlbuki onlar bozguncuların ta kendileridir. Lâkin anlamazlar.” Bakara, 2/11, 12.

Samimiyet, kişinin özü ve sözü ile bir olmasının adıdır. Samimiyet, Allah’a ve Resulüne verdiğimiz sözü tam manasıyla tutmaktır. Yapmacık gerçekliklerle, din duygularının sömürülmesi ve insanların dinini istismar ederek kandırılması ise samimiyetten uzak bir yaklaşım ve ihanettir. İşte tam da bu noktada, Kur’an ve sünnete hâkim olmanın önemi çok açıktır. Peki, bizler dinimiz İslam’ı ne kadar tanıyoruz?

15 Temmuz gerçeği bize şunu gösterdi ki, bizlerin neye nasıl inanmamız gerektiğini sorgulamamız, gerçek bilgiye doğru ve güvenilir kaynaklar aracılığı ile ulaşmamız gerektiğidir. Öncelikle Kur’an ve sünnetin emir ve yasaklarını tam olarak özümsemek bizim şiarımız olmalıdır. Sıratı müstakim olan o dosdoğru yolda yürümek ancak bu sayede gerçekleşecektir. Kendisini doğru yolda olduğunu zanneden ancak şeytanın göstermiş olduğu çizgide ilerleyen milyonlarca kişi vardır. Bu ise körlüğün zirve noktasıdır. Görmek ve bakmak kavramları hep konuşula gelmiştir. Kimin baktığı zaman neyi gördüğü önemlidir. İyiyi ve güzeli görebilmek de sorgulayan, gerçek kaynaklardan beslenen kişiler tarafından olmaktadır.

Birlik ve beraberlik ruhu, ancak Müslümanların kenetlenebilmesi ile olacaktır. Bu kuvvetli zinciri oluşturacak ruh ise dinimizin sarsılmaz değerleri etrafında buluşmakla, kenetlenmekle oluşacaktır. Bizi bölmek ve parçalamak isteyen güruhun amacı ise bu birlik ve beraberlik ruhundan bizleri uzaklaştırmak, yavaş yavaş farklı gaye ve amaçlar ile bölmek en sonunda ise bizleri güçsüz ve kuvvetsiz bırakmaktır. Bu oyuna düşmememiz ise yine bizlerin uyanık olması ile gerçekleşecektir. Şimdi bir olmak, kenetlenmek düne göre daha kuvvetli, daha özverili olmalıdır. Ufak hesaplar uğruna öz değerlerinden kopmak asla bir Müslümana yakışmaz. Bunun da geçmişte birçok olumsuz örneği mevcuttur.

Vatan, ezan, bayrak ve kutsal değerlerimiz uğruna çıktığımız bu dava geçmişten günümüze hep devam etmiş ve Allah’ın izniyle de devam edecektir. Yeter ki biz davamızda samimi olalım.

Selam, dua ve muhabbetlerimle…