Memur-Sen’in cevabı
Memur-Sen, 20 Mayıs 2020 tarihli İstanbul Sözleşmesi coronadan daha tehlikeli! isimli yazıma istinaden şu yazıyı göndermiştir:
Memur-Sen ve İstanbul Sözleşmesi Hakkında
Ali Yalçın
Yazınızı İnterpres’i tararken fark ettim. Öncelikle yazınız için teşekkür ediyorum. Memur-Sen’i bir ara takipten kaçındığınız:)) fark ettim.
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklama yeni değildir.
Bu bağlamda Memur-Sen olarak bugüne kadar İstanbul Sözleşmesi'nin tematik yapısından, bağlayıcı bir hukuk metni olarak içerdiği muğlak kavramlarına, hukuk sistemimizde meydana getireceği sorunlardan, aile yapısında yaratacağı sosyal maliyetlere kadar bu meseleyi çok yönlü olarak birçok platformda dile getirdik. Bu çalışmalarımıza örnek olarak dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı KSGM’ne, İstanbul Sözleşmesine dair ilettiğimiz değerlendirme ve eleştirilerimizi ve ayrıca 2018- 2023 Kadını Güçlenmesi Strateji Eylem Planı’na ortaya koyduğumuz değerlendirmelerimizi anabiliriz.
2018-2019’da Türkiye Sözleşmeden Çekilmeli açıklama / Memur-Sen http:// memur-sen. Org.tr/memur-sen kadınlar komisyonundan-istanbul sözleşmesi- cağrisi 21 Mayıs 2020
Yukarıda söz konusu tarihli ve isimli yazımızda Memur-Sen’e sorduğumuz sorular şunlardı:
Birincisi, bundan önce bu sözleşmenin aleyhinde bir açıklama yaptınız mı?
İkincisi, bu antlaşma metnini meclisten geçmeden önce sizin görüşünüz alındı mı?
Üçüncüsü, alındıysa görüşünüz ne oldu?
Dördüncüsü, bu metni FETÖ ve feminist derneklerin üzerine atıp ak sütten çıkmış kaşık gibi şimdi bir açıklama yapmanız doğru mu?
Beşincisi, Mecliste oylamada hangi milletvekili kabul oy verdi, hangileri reddetti? Kamuoyuna bir açıklama yapmanızı bekleriz.
Biz de bir Memur-Sen üyesiyiz. Bir dönem Öğretmenler Sendikası’nın mali işlerini yürüttük. Üyemizin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Ayda bir dergi çıkarırdık. KON TV’de her hafta perşembe günleri beş üyemizle birlikte “Aydınlığa Doğru” adlı bir program hazırlardık… Masraflarımızı üyelerimizin aidatı ile karşılardık... Sürülmekten ve mimlenmekten hiç korkmuyorduk. Çanakkale gibiydik! “Çanakkale geçilmez diyorduk” İttihat ve Terakki zihniyetine ve Mehmet Vehbi Efendilere… Başörtüsü zulmüne karşı Edirne’den Kars’a kadar el ele tutuşurduk… Katsayı zulmüne karşı mevzilerimizi terk etmezdik…
Gayemiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir tıpkı hidayete karşılık dalaleti satın alanlar gibi (Bakara,16) Tunaların 1950’den beri birçok bedel ödeyerek elde ettikleri değerlere ve kazanımlara karşılık makam- mevki ve doları satın alan Mehmet Vehbi Efendileri ortaya çıkarmaktır. Başka bir ifade ile “aziz milleti ayı gibi hop hop oynatan” İttihat ve Terakki (1889-1918 ) zihniyetinin dindar ve muhafazakâr görünümlü kanadını ifşa edilmesine yardımcı olmaktır.
Hepimiz bir vesile ile imtihandayız. Memur-Sen de imtihandadır. Memur-Sen’in kimin yanında yer aldığını tarih yazacaktır; hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın. Tunaların yanında mı yer aldı yoksa Mehmet Vehbi Efendilerin yanında mı?
Biz Memur-Sen hakkında hüsn-i zan beslediğimizi burada beyan etmeyi de bir görev bilmekteyim.
Sonuç olarak diyoruz ki “Din samimiyettir.” Samimi olursak Tunalar kazanacak, Mehmed Vehbi Efendiler kaybedecektir. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.