Krizleri fırsata çevirirdi

Krizleri fırsata çevirirdi
İslam dünyasını birleştirmek için uğraşan Milli Görüş Lider merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca'yı anma programında onun krizlere karşı hayat mücadelesi verdiği anlatıldı.

Kriz dönemlerinde yaşayan ve yine kriz dönemlerinde hayatını kaybeden Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı anlatan Doç. Dr. Seyfettin Erol, onun, krizleri her zaman fırsata çevirmeyi bildiğini ve bu krizlerden daha güçlü çıktığını söyledi.

Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ölümünün 2. yıldönümünde düzenlenen programlar ile anılmaya devam ediyor. Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı'nın düzenlediği anma programları Konya Ticaret Odası Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Düzenlenen programda konuşan Doç. Dr. Seyfettin Erol, Erbakan Hoca'nın krizler döneminde siyasete başladığını, kriz döneminde de vefat ettiğini söyledi. Erol, Hoca'nın krizleri her zaman fırsata çevirmesini bildiğini ifade etti. Saadet Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Mustafa Derbentli'nin moderatörlüğünde düzenlenen programda Mustafa Özcan, 'İslam ülkelerinde Milli Görüş ve Erbakan Etkisi' konusunu, Doç. Dr. Seyfettin Erol da, 'Dış politika kriz yönetiminde lider faktörü: Erbakan örneği' konusunu dinleyicilere anlattı. Programda konuşan Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Seyfettin Erol, Erbakan Hoca'nın kriz dönemlerinde, yaşanan krizleri fırsata çevirebildiğini söyledi. Erol, “Erbakan Hoca'mız kriz politikalarında herkes ile işbirliği yapmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı'nda, Cumhuriyet Halk Partisi ile kriz çıkmaması için orada kriz politikası uyguladı. Kriz içerisinde kriz olabilecek bir durumu atlattı. Amerika, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında bize ambargo uygulayarak, silah ambargosu koydu. Erbakan Hoca'da hemen Libya Lideri Kaddafi'yi arayarak ondan silah yardımı istedi. Kaddafi'de, hemen silahları gönderdi ve uçakların yakıta ihtiyacı olur diyerek, yakıt da gönderdi. Hocamız gerek haşhaş krizi, gerekse de sonraki krizler ve asgari müdahaleler dahil olmak üzere bir krizde başvurulabilecek tüm yollara başvururdu. İnanç, İman, kimlik budur. Yapılan her olumsuz hamleye daha güçlü bir hamle ile karşılık vermesini bilmiştir. Her şeyden önce inançlı bir insandı ve milletine inanıyordu” dedi.

TÜRK-İSLAM DÜNYASI İÇİN ÇALIŞIYORDU

Türkiye'nin hala bir yerlerden umut beklemesinin yanlış olduğunu da söyleyen Erol, “İslam dünyası kriz içerisinde. Bunun reçetesi de bizde. Hoca dış politika bağlamında Türkiye'yi merkeze alan bir yaklaşımı ortaya koyardı. Bunu da milli, bağımsız, güçlü bir Türkiye'nin, Türk-İslam dünyası açısından daha güçlü bir lider olacağına dikkat çekerdi. Türkiye kendi tarihine dönmezse, şu anda olduğu gibi hala bir yerlerden umut bekleriz. Şu veya bu olmadan bir takım icazetler almadan projeleri hayata geçiremeyeceğimiz söyleniyor. Bu Hoca'nın yıllarca yakınında olanların Hoca'yı anlayamadığını gösteriyor. Bu da düşünülmesi gereken bir durum” diye konuştu. Türkiye'nin tarihlerinin gerçek manası ile yazılmadığını söyleyen Erol, şunları aktardı: “Başta İslam dünyası ile olmak üzere, birçok çıkış onun sayesinde oldu. Ama birçok şey siyasi tarihimizde olduğu gibi yazılmıyor. Eğer bu gerçekler, gerçek anlamı ile ortaya konsa, çok farklı bir tarihimiz ortaya çıkacak. Ama kaybeden biziz, bunun farkında değiliz. Rahmetli Ecevit bile, ölüm döşeğinde Erbakan Hoca'nın olmaması dahilinde, Kıbrıs Barış Harekatı'nın olmayacağını söyledi.”

Erol, konuşmasının sonunda, Türkiye'nin anlayamadığı Necmettin Erbakan'ı dışarının gayet iyi anladığını, Türkiye'nin hayal olarak gördüğü şeyleri kendi projelerine engel olarak gördükleri için her fırsatta Hoca'nın önünü kesmek istediklerini ancak, Hoca'nın her zorluğa karşı projelerini hayata geçirdiğini ifade etti.

İMKAN VAR FAKAT NEŞE VE COŞKU YOK

Milli Gazete Yazarı Mustafa Özcan'da, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca ile, Sultan 2. Abdülhamit'in İslam dünyası için çalışan liderler olduğunu söyledi. Özcan, “2. Abdülhamit Han, tahta geldiği zaman İslam Birliği’ne muhtaç olunan bir dönemdi. O da, geniş coğrafyalar ile irtibat kurarak, merkezi güçlendirmeye çalışmıştır. Erbakan Hocamız da İslam dünyasının bir çatı altında bulunabilmesi için çeşitli projeleri hayata geçirmiştir. Abdülhamit Han, bu bağlamda da birçok projeyi hayata geçirmek için girişimlerde bulunmuştur. Siyonistler, 2. Abdülhamit ile görüşmelerinde netice alamayınca İttihatçılar ile görüşmeye başladılar. Başlayan bu görüşmeler daha sonra Filistin'de İsrail devletinin kurulmasına kadar vardı. Zaten İsrail'in kurulmasında iki etken çok önemli idi. Bunlardan bir tanesi siyonistlerin İttihatçılar ile görüşmeleri ikincisi de başlayan dünya harpleri. Erbakan Hocamız her zaman Türkiye'nin İsrail’le aynı kazanda kaynatılmak istendiğini söylerdi. Türkiye'nin potansiyelini altta tutup, İslam dünyasını atıl duruma getirmek istiyorlar. Çünkü Türkiye İslam dünyasının temelidir” dedi. Erbakan Hoca'nın, İslam dünyası adına yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi veren Özcan, “Erbakan Hocamız, 1970'li yıllarda İslam dünyası için tarihi adımlar atmıştır. Sudan ile ortaklık kurdu ve bu bir ilkti. Onun tezleri vardı. İslam Birliği, İslam Dinarı, İslam Ortak Pazarı gibi düşünceleri vardı. Onun bizlere miraslarından bir tanesi de coşku ve birlikteliktir. Onun ilk uğraştığı zamanlar imkan yoktu neşe ve coşku vardı. Şimdi ise imkan var ama neşe ve coşku yok” diye konuştu.

TÜM İNSANLIĞIN KURTULUŞUNU DÜŞÜNÜRDÜ

Programda konuşan Saadet Partisi Karatay İlçe Başkanı Ali Genç de, Erbakan Hoca'yı anmaktan çok onun anlaşılması gerektiğini söyledi. Genç, “Erbakan Hocamız bundan 44 yıl önce, 'önce ahlak ve maneviyat' diyerek yola çıktı ve bir toplumun kalkınması için ahlaki ve manevi değerlere bağlı bir nesil yetişmesi gerektiğini söyledi. Bunun için de İmam Hatip okullarının açılmasını sağladı. Bizlere faizsiz ekonomi, denk bütçe ve havuz sisteminin nasıl olacağını gösterdi. Ağır sanayi diyerek, ülkenin dört bir yanına fabrikalar kurdu. O sadece Türkiye ile sınırlı değildi. Tüm mazlum coğrafyayı düşünen bir liderdi. Nerede bir zulüm varsa, akan kan, gözyaşı varsa Hocamız oraya elini uzatıyordu. Bugün İslam coğrafyasında akan kanın durması için, yeni bir dünyanın kurulması gerekiyordu. Bunun için de yeni dünyanın temeli olan D-8'leri kurdu. Bunun temeli ise savaş değil barış, çatışma değil, diyalog, üstünlük değil, eşitlik, baskı değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi idi. Bunlar aynı zamanda yeni bir dünyanın kurulmasının da esasları idi” ifadelerini kullandı. Programın sonunda konuşmacılara hediyeler takdim edildi.

MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.